Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), 2016 yılının ilk Gündem Buluşmaları Toplantısı’nda dünya ve Türkiye ekonomisini ve siyasi gelişmeleri gündeme taşıdı.
Küresel ekonomik krizlerin ardından yaşanan köklü değişimlerle gündeme gelen yeninormalleşme sürecine ilişkin, üretim ekosisteminde süpersonik dijitalleşme, terör ve mülteci sorunları ile küresel iklim değişikliği gibi konular masaya yatırıldı.
Türkiye İMSAD, yılda dört kez düzenlediği Gündem Buluşmaları Toplantısı’nın 2016 yılındaki ilk toplantısı Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanları Prof. Dr. Kerem Alkin ve Dr. Can Fuat Gürlesel ile Bloomberg HT Haber Koordinatörü Ali Çağatay katılımıyla 7 Nisan Perşembe günü düzenledi. “Dünya Ekonomisinde Yeni Normalleşme Arayışları” başlığıyla düzenlenen toplantıda Küresel ekonomideki gelişmeler çerçevesinde yeni normalleşme yaklaşımı, yeni pazarlar ve 2016 vizyonu ele alındı.
Hinginar: “Güven ve beklentiler noktasında sektör temkinli davranıyor”
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, 2015 yılı ve 2016 ilk çeyrek değerlendirmesi ile başladığı konuşmasında inşaat sektörünün 2015’te yüzde 4 oranında büyüdüğünü, bu büyümede 3. Boğaz Köprüsü, 3. Havalimanı ve İzmit Körfez geçişi gibi yüksek bütçeli yatırımların etkisi olduğunu söyledi. Güven ve beklentiler noktasında sektörün temkinli olduğuna dikkat çeken Hinginar, “Güven ve Beklenti endekslerimizde, ölçümlemeye başladığımız Ağustos 2013’ten bu yana devam eden aşağı yönlü hareketin Eylül 2015 itibariyle 1-2 puanlık oynamalarla yatay seyirde ilerlediğini görüyoruz. Bunu bir anlamda inşaat malzemesi sektöründe ‘yeni normalleşme’ sürecinin Eylül 2015 itibariyle başladığının göstergesi olarak yorumlayabiliriz dedi.
Hinginar: “Malzeme fiyatlarındaki artış enflasyonun altında”
Türkiye’deki konut fiyatlarındaki artışa da değinen Fethi Hinginar, konut fiyatlarındaki artışın sürekli malzeme fiyatlarındaki artışa bağlanmasının gerçeği yansıtmadığına dikkat çekerek,“2015 yılında inşaat malzemeleri fiyatları yüzde 5,9 artmış. Yani enflasyonun bile altında bir artıştan bahsediyoruz. 2014 yılında yüzde 10,7’lik bir artış yaşanmıştı. Dolayısıyla son yıllarda özellikle İstanbul gibi şehirlerde yüzde 40’lara varan konut fiyatlarındaki artışı baz alırsak, malzeme fiyatlarındaki artışın neredeyse hiç etkisi yok diyebiliriz. Her zaman da dile getiriyoruz, konut fiyatlarındaki artışın en büyük nedeni, arazi fiyatlarındaki ranttır” dedi.
Hinginar: “Yeni normalleşme döneminde işbirliği şart”
Son dönemde yakın coğrafyada yaşanan savaşların etkisi aynı zamanda Rusya krizi, seçim süreçleri ve terör olaylarının etkisiyle inşaat malzemeleri sektörünün 2015 ihracat hedeflerini gerçekleştiremediğine dikkat çeken Hinginar, şunları söyledi:
“İnşaat malzemesi ihracatında 2015 yılını yüzde 19,8’lik gerilemeyle 17 milyar dolarla kapattık. 2016 yılı sonunda da 2013-2014 yıllarındaki ihracat rakamlarına ulaşabileceğimizi öngörmüyoruz. Mevcut pazarlardaki daralmalar da hedef ve beklentilerimizi sekteye uğratıyor ancak tablo hepten karanlık değil. İran’a ambargoların kalkması, İsrail ile ilişkilerin son dönemde normalleşmeye başlaması ve Rusya’nın, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden normal seyrine dönebileceğine dair sinyaller vermesi gibi olumlu gelişmeler yaşıyoruz. Bu ülkenin sanayicileri olarak, yarattığımız her birim katma değer ile ulusal büyümede büyük bir rol oynuyoruz. Sektör olarak, kararlılıkla bu gelişmeleri fırsata çevirmeli, dünyadaki bu ‘yeninormalleşme’ sürecinde, daha fazla birlik ve beraberlik göstermeli, daha gerçekçi hedeflerle yol haritamızı belirlemeliyiz. İhracatta rekabette başarılı olabilmek için paydaş sektörlerle işbirliği içinde hareket etmeliyiz. Bu konuda en somut adımı İran pazarında atabileceğimize inanıyorum.”
Dr. Gürlesel: “Hükümetin 2016 ekonomik büyüme beklentisi iyimser bir senaryo”
Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, 2015 yılında inşaat sektöründeki büyümenin kamu yatırımları sayesinde olduğuna dikkat çekerek, ileriye dönük beklentilerini şöyle paylaştı:
“Türkiye ekonomisi 2015 yılında yüzde 4,0 büyümesine karşın inşaat sektörü yüzde 1,7 büyüdü. Türkiye ekonomisindeki büyümeye baktığımızda üretim ve sanayi ağırlıklı olmadığını görüyoruz. 2015 yılı inşaat sektörü ile genel ekonomik büyüme ilişkisinin yine zayıf ve hatta kopuk olduğu bir yıl oldu. 2015 yılında inşaat sektöründeki büyümeyi kamu kurtardı. 2015 yılında yaşanan iki seçim nedeniyle kamu inşaat harcamaları arttı ve yüzde 8,4 büyüdü. Buna karşın iki seçimin yarattığı belirsizlik özel sektörü olumsuz etkiledi ve özel sektör inşaat harcamaları yüzde 1,2 küçüldü. 2016 yılında ise ekonomik büyüme ile inşaat sektöründeki büyümeyi küresel ekonomik gelişmeler, yeni Merkez Bankası yönetimi ve politikası, Anayasa çalışmaları ile oluşacak siyasi süreç, terör olayları ve güneydoğudaki gelişmeler ile Suriye odaklı dış politik gelişmeler belirleyecektir. Hükümetin ekonomideki yüzde 4,5 ve inşaat sektöründeki yüzde 4,0-5,0 aralığındaki büyüme beklentisi iyimser senaryoyu temsil ediyor. Referans senaryoda ise, ekonomide yüzde 3,5-4,0, inşaat sektöründe ise yüzde 2,0-2,5 büyüme olabilecek. İnşaat malzemeleri sanayi ise yine daha çok iç pazara ağırlık verecektir.”
Çağatay: “Türkiye ihracatta bölgesel lider”
Bloomberg HT Haber Koordinatörü Ali Çağatay, Türkiye’nin gelecek dönem için sanayicilere umut verici bir vizyon çizerken, sanayicilerin artık yeni bir seviyeye geçmeleri gerektiğinin de altını çizdi. Çağatay, Türkiye’nin bölgesel gücünü ve gelişimini sürdürdüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Şu anda bölgesel güç olarak Rusya, Türkiye ve İsrail liderliği paylaşıyor. Ancak Rusya enerji ihracatçısı odaklı liderliğini, doğal kaynakları Türkiye’ye kıyasla kat kat yüksek olmasına rağmen sanayileşme atılımını gerektiği ölçüde yapamadığından, gelecekte zor günler bekliyor. Türkiye ise bölgenin sanayi devi. Rusya’dan daha iyi durumdayız. Çünkü sanayici çalışıyor. Büyüyen ve istikrarlı bir davranışa sahip. Bulunduğumuz coğrafi bölgede Türkiye ihracat lideri. Son dönemde pazarlarımızı da çeşitlendiriyoruz. Sanayici yeni pazarlar arayıp bulma noktasında elinden geleni yapıyor. Ancak tüm bu iyi görüntüye rağmen rehavete kapılmayı önleyecek bazı riskli durumlar da var. Bölgesel olarak büyük gücüz ancak dünyada yokuz. Çünkü genel olarak dünyanın yükselen sektörlerinde hali hazırda yatırımlarımız eksik ya da yok. Markalaşma eksik. Hala fason üretimle varlık sürdürülebilir ancak gelecek için artık bir adım ötesine geçmek gerekiyor” dedi.
“Yeni normal”de Türkiye’yi neler bekliyor?
Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, “eski normal” süreçlere ve “yeni normal” senaryolarına değindi. Alkin, yeni normalleşme trendlerini ve bu süreçte yaklaşımların nasıl olması gerektiğini şöyle özetledi:
• Barışçıl politika: Ekonomik dengelerin değişmesiyle birlikte değer kaybeden ya da trend gerisinde olan veya bugüne kadar sadece hammadde ihracatıyla geçimini sağlamış ülkelerin yaratabileceği ajite davranışlar, savunma harcamalarının daralması ya da savaş endüstrisinden para kazanmaya çalışmak gibi durumlara maruz kalmamak için yurtta sulh, cihanda sulh görüşünün korunması ve sürdürülmesi gerekliliği.
• Çin nerede olacak?: Çin, 1978’de dünya mal ve hizmet üretimindeki rolünü yüzde 2 kaybedince, tarihi bir adımla komünist rejim içinde devlet kapitalizmi modelini oluşturdular. Bu model günümüzde Çin’in dünya mal ve hizmet üretimindeki rolünü yüzde 19’a taşıdı. Ancak şu anda Çin bu modeli revize ederek şimdi kendine özgü bir devlet kapitalizmine geçiyor. Bu da Çin’in birçok sektörde kapasite indirimine gideceği anlamına geliyor. Ülkelerin imalat sanayinde yüze yakın sektörde kapasiteyle ilgili limitleri vardır. Bu limitleri bilerek strateji yaratmak ve yatırım yapmak gerek. Kısacası yeni normalde imalat sanayinde kapasiteler azaltılacak, Türkiye’nin buna da hazır olması lazım.
• Üretim ekosisteminde süpersonik dijitalleşme: Dijitalleşme her alanda yükselen ivmeyle ilerliyor. Bu hızla giderse, teknolojinin imalat sanayinde mal ve hizmet üretiminde inanılmaz boyutlara gelecek.
• İnternet ile gelen yönetilemez şeffaflaşma: Wikileaks, Snowden ve Panama Papers skandalları gibi dünya üzerindeki gizlilikleri ortaya çıkaran sistemler bulunuyor. Yeni normaldeki bu şeffaflığı da Türkiye’nin göz önünde bulundurması gerekiyor.
• Küresel yoksullukla mücadeledeki önlenemeyen zafiyetin tetiklediği terör ve mülteci sorunu:Bugün yaşadığımız terör ve mülteci sorunları, yakın gelecekte daha da fazla artabilir.
• Küresel ölçekte yaşlanma ve insan kaynakları
• Küresel iklim değişikliği, temiz su ve çevre
SBE 2016’DA İLK KEZ TÜRKİYE’DE DÜZENLENECEK
Gündem Buluşmaları Toplantısı’nda Türkiye’de ilk kez yapılacak önemli bir etkinliğin de müjdesi verildi. 2000 yılından bu yana dünyanın 50’den fazla ülkesinde yapılan The Sustainable Built Environment Conference Series çerçevesinde, SBE16 ISTANBUL Konferansı Türkiye İMSAD’ın ev sahipliğinde Türkiye’de ilk kez 2016’nın Ekim ayı içerisinde gerçekleştirilecek. Ülkemizin önde gelen üniversiteleri ve sivil toplum örgütleri tarafından desteklenen ve ana teması “Akıllı Metropoller – Sürdürülebilir ve Akıllı Binalar ile Akıllı Şehirler için Entegre Çözümler” olarak belirlenen konferans, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı işbirliğinde gerçekleştirilecek.